5 Haziran 2012 Salı

Hüsnütabir?

Annemin izlediği dizilerde hep iyi ve hakkı yenen karakterler olur. Ben de rastladığım zaman sinirlenirim. Anneme de bütün bunların çok saçma olduğunu söylerim, nasıl izlediğini merak ederim. Neden konuşmuyordur, neden hakkını savunmuyordur, neden sesi çıkmıyordur, neden iyi olan o olduğu hâlde kötü olan her şey onun başına geliyordur. Saçmadır yani. 
Şimdi de öyle. İyi olduğumu düşündüğümden değil de kendimi nispeten temiz bulduğumdan belki bu yaşananlara anlam veremiyorum. Yanlışa yanlış, haksızlığa haksızlık demenin sonunda beni o dizi karakterleri gibi boynu bükük bir köşede bırakmasına anlam veremiyorum.

Onların yaptığının "itibarı korumak", benim yaptığımın "hafiyelik" olduğu yerde ne yapsam da haktan bahsedemiyorum. Her şeyin isminin böyle değişmesi üzerine yapacaklarım zulme karşı gelmek de sabırla beklemek de olsa ne diye anılacak bilemiyorum. Bütün iyi isimleri kötülerin sahiplendiği bir dünyaya hiçbir iyi iş getirmek istemiyorum. Umudumu yavaş yavaş değil, artık hayli hızlı kaybediyorum.
 

 

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Üzülme..
İyiler her zaman salak değildir. Daha doğrusu; salak olma ihtimalleri kötülerinkinden daha fazla değildir. İyilerin her zaman gadre uğramaları sadece filmlerde ve duygusal romanlarda olur.
Sıkma canını.
Şeytan finali oynayamayacak.
Finale iyilerle çok daha iyiler kalacak.