Yalnız ölüm yalan söylemez.
Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler, ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Hayatın derinlerinden seslenir, yanına çağırır bizi. Ve biz, henüz insanların dilini bile anlamadığımız yaşlarda, ara sıra oyunlarımızı yarıda kesiyorsak , bunun nedeni ölümün seslenişini duymuş olmamızdır. Ömrümüz boyunca ölüm bize el eder, çağırır bizi. Her birimiz ansızın, sebepsiz düşüncelere dalmıyor muyuz, bu hayaller bizi öylesine sarıyor ki zamanı mekanı fark etmez olmuyor muyuz? İnsan bilmez bile ne düşündüğünü; ama sonra kendini ve dış dünyayı hatırlamak, düşünmek için toparlanmak zorundadır.
Bu da bir sesidir ölümün.*
Dört yıl kadar önce en yakın arkadaşı öldüğünde görmüştüm babamın yüzündeki hüznü. Biraz da korkuyu.
Üç gün önce, dört yıldır en yakın arkadaşı olan Fikret amca öldüğünde hüznü kadardı korkusu da. Yaşıtlarının, arkadaşlarının ölüyor olmasına yormuştum bunu.
Fikret amcayla babam her gün birlikteydiler. İki emekli adam. Nereye gitseler, ne işleri olsa birlikteler. Kahvaltı sonrası çayları, ikindi çayları.
-Fikret amcan kekini çok sevmiş kızım, yap da çayın yanında yiyelim.
Vefatından önceki dört gününü hastanede geçirdiğinde son gün hariç yanındaydı babam. Ölmeden önce görememişti. Bunun ne kadar üzücü olduğunu biliyordum.
İki buçuk yıl önce bir Cuma günü okuldan erken de olsa yorgun bir şekilde çıkmış eve gidiyordum. Boston'da yağmur başlayınca durmaz günlerce. Yine yağıyordu. Trende yavaş yavaş giderken ailemi özlediğimi fark edip telefonu elime aldım. Babam, hiç beklemeden verdi haberi: Anneannem vefat etmişti.
Hiç düşünmeden, anneannemin ölümüne ne kadar üzüldüğümü bile fark etmeden annemi aradım. O da hiç beklemeden ne varsa söyledi. O nasıl annesini göremediyse ölmeden önce, benim de onu ve babamı göremeyeceğimi söyledi. Uzaktaydım ve öyle kalacaktım. Onlar ölecekti beni özleyerek. Ben onları göremeyecektim. Ben, bu sözler sebebiyle bir ay üzüldüysem ve annemle konuşamadıysam kim bilir bunları bana söyleyen annem ne kadar üzülmüştü.
Ölen arkadaşını hep yanında gören babamın yanından ayrılmıyoruz. Şimdi odada ben, annem, babam, Fikret amca birlikte oturuyoruz.
*Kör Baykuş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder