Hep aynı yere koyduğum sandalye, onun üzerinde oturarak yavaş yavaş yediğim yemeklerin sonunda sıkılmamış mıdır? Üzerine oturuyordum canım, tabi sıkılmıştır.
Her gece sütümü içtiğim mavi fincan, onunla kahve içeyim istememiş midir hiç? Belki çayı çok seviyordur. Belki sütten de benden de sıkılmıştır. Ben de olsam sıkılırım.
Bu sehpanın üzerine ne çok şey koyuyorum. Her gün boşaltıyorum. Sadece, diyorum; sadece su, krem, kitap olacak üzerinde. Çünkü yatmadan önce ihtiyacım olanlar bunlar. Bir bakıyorum ilaç kutuları, telefon, güneş gözlüğü var. Hadi hepsi tamam da güneş gözlüğü sıkılmamış mıdır her gece sehpanın üzerinde olmaktan? Cam kenarında durmak istemez mi? Sıkılmıştır kesin.
Şimdi sırtımı dayadığım, hep sırtımı dayadığım Osman'a baktım. Osman, dedim; sıkıldın mı benden bebeğim? Yok, dedi. Hiç sıkılmazmış ki. Ben olsam sıkılırdım kesin. Ama Osman çok başka. Tekrar yaslandım ona.
*Bu fotoğrafta Osman'ı benim yerime ders çalışırken görüyoruz. Sadece yorgun biraz. Canım Osman.
6 yorum:
Osman bol kahve içtiği günleri sevmiyor, ama uykusuz kalmak zorunda olduğu için ah çekiyor, Yunanca'dan sınıfta kalacağını düşündüğü için de dertleniyor. Kısacası bir hüzün var Osman'da. Hüzün ki en çok yakışandır Osman'a.
Bazen dokunduğum (hergün bi şekilde) eşyalar için ben de aynısını düşünürüm. Hergün aynı şekilde otomatikleşen davranışları düşünürüm hatta gözüm görmese dahi yapabilecek kadar otomatikleşmesini.Sonra soru sormaktan sıklırım kendim yanıtlamaktan püfff öyle işte.
osman...
Hayri,
Osman'a decaf veriyorum kahveyi. Yalnız Osman'a hüzün benim derdinle dertlenince yakışıyor. Canım.
Ebru,
Arada bir onları okşamak sevmek lazım belki gönüllerini alırız.
Adsız,
Osman'ı sevdin sanırım.
Sen komiksin valla. Bence Orhan Veli'nin arkadasi olmaliydin ve beraber boyle gundelik hayatin siirini yazsaydiniz... :-)
Hiii komik dedi bana :) Orhan Veli ile birlikte yazamazdık bence. Ben yalnız çalışırım ehehe
Yorum Gönder