13 Kasım 2009 Cuma

Ağaç yatak kahve

Bugün bir ağaç olmak istedim. Öyle sakin. Rüzgar essin, dallarım salınsın, kopup giden yapraklarım canımı acıtmasın.

Dün gece eve dönerken yatağımı çok sevdiğimi, ona çok güvendiğimi fark ettim. En çok onun özlemini çektiğimi.

Bir de kahve. Onu ne çok seviyorum ve bu sevginin bağlılık olması beni ne çok korkutuyor. Ve ben meal-esef çok çabuk bağlanıyorum. Bir hafta yeterli. İkinci hafta kahvesiz gözümü açamam, ellerim titrer, ağzım kurur. Bu sebeple de haftada bir içiyorum canım kahvemi. İçim gidiyor diğer altı gün. İkinci hafta başka şeyler oluyor fark etmiyorum bile. Üçüncü hafta tekrar onsuz olmanın zorluğunu görüyorum. Sırf bağımlılık karşıtıyım diye bütün bunlar. Kendimi bazen seviyorum bazen kendime çok kızıyorum.
Hamiş: Burada kahve yerine "insan" koyarsak anlam bozulmaz. Belirli bazı insanları koyarsak anlam pekişebilir de birden her şey çok saçma gelmeye başlayabilir de.

Hiç yorum yok: