15 Ağustos 2009 Cumartesi

Sepeti taktım koluma

Gitmek... İçimde sonsuz çağrışımlara seslenip de onları küçük tilkiler olarak beynime davet eden bu kavram dışarıda bambaşka bir tablo çiziyor ve o tabloda Picasso’nun ağzı gözü kaymış resim karakterlerinden en kötüsü ben oluyorum birdenbire. Gittim. Gidiyorum. Ve belki gitmek geniş zaman içinde yer alacak hep hayatımda. Gittim. Öyleyse kötüyüm. Gittim. Öyleyse terkedebilecek kadar az kıymet veriyorum geride bıraktıklarıma. Kimse geride bir şey ya da bir kimseyi bırakmadığımı görmüyor. Simit attığım martıyı bile götürüyorum oysa ben. E iyi kötü bir hukukumuz oldu nihayetinde. Simit attım poz verdi. Onu bile götüren ben en kıymetlilerimi nasıl bırakırım anlaşılır gibi değil...
Herkes beni suçlarken gidişim için, anlamayı bırakalım zahmet edip sormazken neden diye, ben ergenlik döneminin nevrotikten psikotiğe kaymış tutumları içerisinde sanrılar görür, beni anlayanların da olabileceği bir dünya hayal ederken hepsine ve herşeye rağmen neden bu kadar acısını çekiyorum gitmiş ve gidiyor olmanın biri bana açıklayabilir mi?
Gitmek belki de benim tercihim değildi...Bilmiyorum. Kimse sormayınca sanırım ben de unuttum neden gittiğimi...Şimdi durdum düşündüm. Martı da dahil her şeyi bazen burada bırakmak istediğimi gördüm. Gitmenin acısını da bırakabilir miyim acaba?

9 yorum:

Unknown dedi ki...

Sen gitmen gerektiğine inanıyorsan yolunu çizdiysen geride kalanları da bırakmadım diyorsun madem...Üzülme o kadar.

Adsız dedi ki...

gitme...

Sevcan Ozturk dedi ki...

gidenlerden olmanin, kalanlardan olmaktan daha az aci verici oldugunu dusunenlerdenim..

seyyarat dedi ki...

Ben kalan iken öyle derdim hep Yunivers, gidişimin ilk iki yılında da öyle dedim. Şimdi emin değilim.

UÇURTMA;) dedi ki...

gitmek, terketmek, bırakmak..
Bunları cesareti olan kimseler yapar.
Gitmek iyidir...

seyyarat dedi ki...

Uçurtma, bazen de çok korktuğu için gider insan...

UÇURTMA;) dedi ki...

evet, haklısın...
Bir tanıdığım vardı derdi ki "Hep gidebilme ihtimali olan insanları seçtim ve onları sevdim. Hiç gidemedim hep imrendim. Çünkü herkes bilir ki benim emanet edemeye kıyamadıklarım çiçeklerim ve balıklarım vardı.Merhametimden gidemiyorum.
İçim gitsede ben hep burdayım, aradıkları numara hiç değişmedi, hep bir tek ses alo dedi. "
Kalmak daha zor...
Kalan olmayı hiç istemiyorum.

seyyarat dedi ki...

Benim de öyle bir tanıdığım var arayıp alo diyip ağlamaya başlayabildiğim :) Her gidenin öyle bir tanıdığı olmalı bence.
Kalan iken çok hüzülüydü evet. Ama giderken büyük bir parçanı burada bırakıp sadece acılarını alıp beraberinde gitmek de emin ol kötü...

Sumeyye Kocaman dedi ki...

yani sevgili hayalat
yazdiklarinda buyuk bir edebiyat simsegi olmasa yurek dayanmayacak ayol!