26 Mart 2009 Perşembe

fesleğen

Isıtmayan güneş. Bir türlü gidemeyen zemheri kapıda. Karamsarlığın verdiği yetkiye dayanarak daha çok şiir okudum bugün. Daha çok kelime. Daha çok acı.
Nehir kenarına gidip yürümek istedim aslında. Sahilde yürümek isterdim İstanbul'da olsam. İsteyemedim bile. Tanımadığım insanlara merhaba demek istedim. Belki bir otobüs durağında soğukta ya da trenlerin durduğu kalktığı geçip gittiği bir istasyonda yine uyumak istedim. Fırtınanın ortasında masum bir çocuk yüzü olmak istedim bugün tüm sessizliğimle.
İstanbul'da olmak istedim cesaret edip. Kıvrılan yokuş yukarı çıkan Üsküdar sokaklarını seyretmek. Lise yıllarıma dönüp Üsküdar'ı birlikte gezme sözü vermek istedim çok sevdiğim birine. Varoşlara bakmak istedim tam da ışıkların bir bir kapatıldığı vakit şehrin diğer yarısı ayaktayken hala. Aynı anda her yerinde olmak istedim o güzel şehrin. Deniz kenarında, tepelerinden birinde rüzgara karşı,İstiklal'de insanlar arasında. Belki sadece burada olmamak istedim.
Yeniden uyanmak istedim içinde sevdiklerimin olduğu bir sabaha. Annem saçımı okşasın ben yine çocuk hissedeyim kendimi istedim.
Bayram olsun sabah heyecanla uyanayım istedim. Yine annemin babamın elini öpmeyi unutacak kadar misafirimiz olsun istedim.
Arkadaşımı arayıp bana çorba yapmasını isteyebilmeyi istedim. Çikolatalı sütle birlikte derdimi de paylaşabilmeyi istedim.
Yalnızlığın verdiği yetkiye dayanarak daha çok ağladım bugün. Daha çok gözyaşı daha çok acı.
Mutluluktan ağlayabilmeyi çok istedim bugün. Bir de...

Hiç yorum yok: