7 Mart 2009 Cumartesi

Bir dostla hasbihalden...

kuş olsam, uçsam, gelsem
beni saklar mısın hayat denen bu kirli oyundan
öylesine gidesim var ki...
alsam başımı ve gitsem.
başımı cama dayasam
hafiften de yağmur yağsa
gog da benimle gelse
bir de bekiroğlu
yusuf ile züleyhayı
yusufun ellerini
yusufun gözlerini
yusufun alnını
binbirinci kez okusam okusam okusam...
ben uçağa hiç binmedim.
otobüs sevenlerdenim ben,ayaklarım ille de yere basacak...
bu nasıl bir sorumluluk duygusu ki kurtulamıyorum
beni ondan da korur msun?
çok sıkıldım uslu çocuk olmaktan,sevdiğime sevdiğimi söyleyememekten,
gözlerinin içine bakamamaktan, "benim sana harcadığım mesai ile elalem mısıra sultan olur, eğer olmaz dersen rüyalarımı bana geri ver" diyememekten...

kuş olup gelsem oralarda hava nasıl?
burası yağmurlu,trafik allak bullak.göztepe benzinciden müjdat gezene 40 dakikada gittim minibüsle. yürüsem daha çabuk varırdım.uçmayı düşünmedim. kanatlarım yok ki benim.
hem kaplumbağalar uçar mı?

tübitak bana diyor ki 1 aydan fazla yurt dışına çıkamazsın 29 gün saklar mısın beni tübitaktan?
birlikte "leon" u izler miyiz, peki "dar alanda kısa paşlaşmalar"ı?
tarık tufan abim ağlamış o filmi izlerken, göz yaşlarımı da saklar mısın?

çok özledim be nesli, simurg u bizim memleketin semalarına gönderir misin?

elcevab:

Sanır mısın ki burada uçuluyor. Sanır mısın ki burada bırakmış Yusuf ellerini, gözlerini, alnını...Bekiroğlu'nun hiç bir kitabı yok yanımda. Yok ki sığınayım isimle ateş arasına Nur'un babasının acılarına dalayım da unutayım acılarımı.

Ben biliyorum uçamıyor kaplumbağalar seyrediyor hayatı, akıp giden trafiği. İçi sızlıyor. Mısır'a sultan olmaktan daha güzelini elde etmiş ama haber olmayanlara,"kapalı dükkana kira ödemeye" başka memleketlerde kim son verebilir ki sen, ben vermedikten sonra.

Leon'u izleriz. Sonra deriz ki "I think i'm falling in love with you. It's the first time for me, you know?" Nasıl anladığımızı anlatırız sonra: "In my stomach. It's all warm. I always had a knot there and now... It's gone."
Sonra biri bize "I'm glad you don't have a stomach ache any more. I don't think it means anything." der.

Erkan Can yazarken o mektupları ağlarız biz de."Gözleri gönlümün çiçeği."

Simurg uçamıyor,sakatlandı. Biliyorsun, "hayat fena halde futbola benzer."

Hiç yorum yok: