3 Şubat 2009 Salı

En güzel hayalimi seçtim dolaptan giydim üstüme

En son ne zaman posta kutunuzda üzerinde adınız olan bir mektup alıp hemen orada açmamak bu sevinci daha çok yaşamak için kendinizle mücadele ettiniz? Ben bugün yaptım :)
Kardan ıslanmış ellerim zarfı ıslatmasın diye çok uğraştım. Eve çıktım oturdum ve hazırlandım okumaya.
Dünyanın en neşeli kurutulmuş yaprağı çıktı zarftan ilk. Gülhane Parkında yaşanmış güzel zamanların anısına. Mezuniyetten hemen sonra kimse uzaklara gitmeden birlikte birşeyler yapalım telaşıyla geçirilmiş güzel bir günün Gülhane Parkında sona ermesi. Semaver çayı ( çok kazıktı onu hiç unutamam) filmlerde intihar etmek için gidilen Sarayburnu sahilinde alan araştırması... O gün kadar neşeli bir yaprak üzerindeki yazılarla.
Ve mektup. Geçen sene bu zamanlar çok çok sevdiğim T'nin beni sevincine ortak etmemesi üzerine kendime uzaklarda bulmuş ve savrulup gittiğim yerde bir de kendime duvar örmüş, kapı yapmış onu da kapatıp kilitlemiştim. Şimdi uzakta değilim diyordu mektubunda. Uzakta değildim ve olmayacağım diyordu. Yakınım dememişti ama. Buna takmalı mıydım? Hayır. Bir buçuk aydır geleceğini bilerek bekliyordum bu mektubu. Bir yıldır geleceğini umarak. Değilim diyorsa değildir. Ve bu turuncu zarf müjdedir ilk cemrenin düştüğüne. Ben de giyeyim en güzel hayalimi çıkayım karşılamaya.

Hiç yorum yok: