2 Mayıs 2011 Pazartesi

Okumak önemli

Üç kişiden biri okuyan adamdı. İkincisi, her şeyi onaylayan ve bazen onayladığıyla aynı anlama geldiğini sandığı, ama ilgisiz cümleler söyleyen adam. Üçüncü ise konu ile bağlantılı olarak gaza gelip nutuk çeken adam.

İlkinin okuduğu dandik şiir kitabı üzerine konuşuyorlar. Kim olduğunu, ne yazdığını okuyamıyorum, ama sayfalarına ve sonra kapağına bakınca anlıyorum ki kötü. Oradan birkaç mısra okuyor adam. İkincisi okumanın önemli olduğunu anlatmaya çalışıyor. Üçüncü de sağ elini havaya kaldırarak "Okumak lazım! Ben bunu bilir bunu söylerim: Okumak lazım! Memleket böyle kalkınacak, başka şeyle değil." diyor.

İlki konu ile ilgili bir şey söyleyecek. İşaret parmağını kaldırıp dudaklarını öne doğru uzatarak konuşma niyetini belli ediyor; böylece diğerleri susuyor.
-Ne demiş şair...
Burada dudakları büzülü, ağzı hafif açık, işaret parmağı havada kalıyor. Beş saniye, on saniye geçiyor. Adam öyle beklemekte. Gözler etrafta dolanıyor düşünürken. Otuz saniye kadar sonra:
-...(Duyamıyorum gülerken.) nokta nokta (Cidden böyle diyor.) bendimi çiğner aşarım.
-Heee. Mehmet Akif'i mi diyorsun? İstiklâl Marşı mı?
-Yok. O da var da, bunu başka bir şair söylemiş. Kim olduğunu şimdi hatırlamıyorum ama. Ben öğretmenim de şiire ilgim oradan. Yazıyorum da ben. Kitabım var, bastırdım.

Üçüncü adam yine elini havaya kaldırır: Okumak önemli, okumak!


Üç gündür bu adamları hatırlayıp gülüyorum. Sonra da üzülüyorum. Gülerken onlara gülüyorum, evet, üzülürken kim için, emin değilim.

Hiç yorum yok: