6 Eylül 2010 Pazartesi

Kalabalık tramvay

Kalabalık tramvayı gösteren adama dönüp "Yok abi, insanları sevmiyorum ben." demişti çocuk. Biz de gülmüştük.

Bugün, trende, o adam binip bacağının çıkarılabilen kısmını pıt diye çıkardığında, "Kadir gecesi ama bu akşam" diye insanları zorladığında, yerde sürünerek gelip para vereyim diye bacağıma dokunduğunda ben de öyle dedim. İçimden. Davulcuya dışımdan da dedim; ama babam beni susturmakta ve bana kızmakta gecikmedi.

Bazen gülümsediğimi zannediyorum. Kendimi zorladığımı ve başardığımı düşünüyorum. Yapmıyormuşum. Oysa yapmak istediklerimin çok küçük bir kısmını yapıyorum. Uyum sağlamak için inanın kendimi parçalıyorum. Örnek bile veririm.
Dolmuş şoförü iki kişiyi daha beklemeden hareket etti diye bizden fazla para aldığında ve bu kararını bize yola çıktıktan sonra söylediğinde, ona yol vermedi diye öndeki arabanın şoförüne tam beş dakika aralıksız küfrettiğinde kafasını cama çarpmak istedim. Yapmadım.
Ambulansın arkasından açılan yola girmeye çabalayan ve başkası ondan önce girince sinirlenip kornaya yüklenenlerin hepsinin gidip kornalarını sökmek istedim. Yapmadım.
Her ne kadar iki gün de olsa çalıştım. Hem para vermeyip hem de benimle "avans verelim hohoho" diye göbek hoplatarak dalga geçen patronun göbeğine tekme atmak istedim. Hayal ettim bunu. Bir müddet havada kalacaktım veee tekmeyi indirecektim. Yapmadım.
Ben trenden, tramvaydan inerken binmek için beni itenlere hiç değilse tokat atmak istedim. Her seferinde. Hiç değilse diyorum çünkü bazılarını trenden atmak istedim.
Bana nereye gittiğimi, nereden geldiğimi soran komşulara "sananeeeeee" diye bağırmak istedim. Perde arkasından geleni gideni izleyen kadına sapanla taş atmak istedim. Evimize gelip de, utanmadan, komşu kızlarının hallerini anlatan komşuyu ise kapıdan kovmak istedim. Yoo, aslında balkondan atmak istedim.
Hiçbirini yapmadım. Gerçekten.
Üstelik, kalbimi kıranlara "kırdın" bile demedim. Dünyanın en kaba insanına "öküz" demek istedim de demedim. Yeri geldi dinledim, yeri geldi gülümsedim, şöyle şeyler söyledim: olur, siz bilirsiniz, fark etmez, uyarım, tamam, tabii. Ben de bilirim "Yok abi, insanları sevmiyorum ben." demesini. İnsandır. Diyemiyorum. Sadece bunu diyorum.

2 yorum:

Biraz dedi ki...

super yazmissin...
her gelis ve gidislerimde benim de buna benzer tecrubelerim oluyor ve baskalari gidip de harikaydi abi cok guzeldi abi diyenlere ise turist gibi giderseniz ve iki hafta sonra donerseniz belki de her yer harika diyecegim geliyor ama ben de demiyorum susuyorum.

seyyarat dedi ki...

İki haftalığına gelmenin yanı sıra önemli şeyler de var galiba. Mesela, babasının arabası ve şoförüyle dolaşan arkadaşım bambaşka tecrübeler aktarıyor.