23 Mayıs 2010 Pazar

Ablasız Büyümüş Bir Genç Kızın Dramı

Herkes ablasından, onunla olan yakın ilişkisinden bahsederken ben sadece imreniyorum. Ablalarından neler öğrendiklerini anlatıyorlar. Ben ise çocukken benden altı yedi yaş büyük kuzenlerimi dinlemiyormuş gibi görünüp de hayata dair öğrendiğim tonlarca yanlış şeyi düşünüyorum. Onların tüm ergenlik dönemi meraklarını, heyecanlarını, entrikalarını o yaşta öğrenmem hiç sağlıklı değildi. İlgisiz göründüğüm için rahat rahat konuşuyorlardı.
Bir grup ergen kızın konuşması yine daha az zarar veriyordu da; yine ergen olan abim ve arkadaşlarından duyduklarım hala taşıdığım korkuların temelidir. Küçüğüm, anlamıyorum sanıp yanımda konuştukları şeyler çocukluk travmalarımın sebebi olsa da; çok acayip bir şey öğrendim diye yaşıtım kuzenlerime anlatmam sayesinde edindiğim karizmayı da göz ardı etmemek gerekir. Gerçekten anlamadıklarımı babama sormam ise onlar için hiçbir zaman iyi olmamıştır. Babam elbette her seferinde nereden duyduğumu soracaktır.

Bu akşam bir arkadaşımı ablası aradı. Telefonda konuşurken onlar, her şeyimi anlatabileceğim bir abla hayali kurdum. Evlenen abinin gidişinin aksine evlendikten sonra daha da yakınlaşan bir abla. Ben hislerimden bahsederken bana boş boş bakmayacak bir abla. Boş boş baksa yine iyi, dalga geçmeyecek bir abla. "Sen böyle hassas olursan, çok kırılırsın." demek yerine "Canım, anlıyorum." diyecek bir abla. Her şeyi bana pat diye söylemeyecek bir abla. Düz olmayan bir abla. Bunları düşünürken telefon ekranında abimin adını gördüm:  "Aradım, açmadın. Beni ara." Ben de bunu diyordum, dedim. Anlamadı.

2 yorum:

Shere Khan dedi ki...

ablam olsun ben de isterdim. hatta abim olsun da isterdim. en büyük olmak ne kötü :/

seyyarat dedi ki...

O konuda sana katılıp en küçük olmanın tadını çıkarıyorum. :) Yok yok onun da zorlukları var. Büyüyemiyorsun hiç mesela.