4 Nisan 2010 Pazar

Çekirdek

Ally Mcbeal'ı yıllar önce seyrederken yolda yürüdüğü sahnelerde Ally'nin sağına soluna bakmadan kendini arabaların ortasına atması ve geç duran şoförlere sinirlenmesi beni hayli şaşırtırdı. Burada yaya olmanın tadını çıkarırken sıkça anıyorum onu. 
Bu şehrin en sevdiğim ikinci özelliği ise Amerika'nın en güvenli yerlerinden biri olması. Kaynağı bulamasam da ikinci sırada olduğunu okuduğumu hatırlıyorum. Buna güvenerek rahat rahat dolaşıyorum ben de tabi ortalıkta.
Bu akşam yine sakin bir şekilde trene binecektim. Tren, otobüs gelmezse gelir de almazsa kimse benim gibi ah etmiyor arkasından. Hiç beklemiyordum o sebeple duyacağım o sesleri. Biri en azından Porto Rikolu iki kadın sanırım kartlarındaki para çıkışmadığı için makiniste bağırmaya başladılar. Makinistin sakin olması ve kadının bağırmaya devam etmesi ilginçti tabi. Makinist tamam geçin dediğinde ise kadın yine bağırarak "Param var merak etme. Öderim." dedi. Benden sonra binen iki adam kadına İspanyolca bir şeyler söylediler. Kadın ise "None of your fucking business" diye bağırdı tekrar. Adamlar da niye İngilizce konuşuyorsun kendi dilini konuşsana dediler. Buradan sonra ne olduğunu dair tek fikrimin yükses ses tonu ve bol bol "f word" ile sınırlı olduğu dört durak geçirdik. Adamlardan biri bağırıyor, yanındaki onu tutuyor aynı şekilde kadınlardan biri bağırıyor diğeri sakinleştirmeye çalışıyordu.
İnerken kadınları istasyonda bekleyen on sekiz yaşında görünen iki erkek aradaki bol küfürlü bağırışları duyunca adamların üstüne yürüdüler mealen "Ne diyosun lan?" diyerek. Kadın onları kan davasını engellemeye çalışan Fatma Girik edasıyla kucaklayıp durdurmaya çalışırken adamlardan biri de onlara "Sıkıysa gel" anlamında bir şeyler söylüyordu diğeri yine onu tutmaya çalışıyordu. 

Peki bunlardan bana ne diye düşünüyorsanız acıklı halimi size şöyle anlatayım. Tren kırmızı ışıktan dolayı gitmeyince ben solumda tren sağımda demirler, önümde adamlar arkamda kadınlar ve o ateşli iki genç arasında kaldım. Bir ara o kadar coştular ki iki taraf da bana çarpıp çarpıp demirlere attı beni. Önce ooo kavga var ne heyecanlı diyordum. Çekirdek olsa keşke diyordum. Çünkü çekirdek yiyerek kavga seyretme hayalimi bir kez gerçekleştirme şansı bulduysam da fırsat olursa tekrarlamak istiyorum. O arada kaldığım sürece işin o kadar da heyecanlı olmadığını fark ettim. Neyse ki tren gitti, ben kendimi tren yoluna attım, onlar da yolun iki tarafından küfür etmeye ve hareketlerle de aynı anlama gelen şeyler yapmaya devam edip uzaklaşıp gittiler. 

Uzun zaman sonra böyle heyecanlı bir olay yaşadım hazırlıksız yakalandım. Artık çekirdeğimi yanımda taşımalıyım. 

Hiç yorum yok: