Sevgili Matt,
Bu seferki dört kız bir araya gelip de ne yapacağımızı, ne yiyeceğimizi, ne konuşacağımızı bilememe toplantımızı sizin orada yapalım dedik. İlk defa erken gittim. Erken değil aslında diğerlerinden daha az geç kaldım. Ben yalnız beklerken defalarca sonra dördü tamamlayana kadar da onlarca kez geldin. Her seferinde arkadaşlarımı bekliyorum dedim, anlamadın. Çok ilgilendini ilgiye boğdun. Bunların hepsi %15 bahşiş içindi bunu bilmek içimi yaktı. Buna rağmen sevdik seni. Yalnız adını yazdığın peçeteye her bakışımda o kelimeyi Matt diye değil de üç harfli bir kelime olarak okuyup gülmemi engellemiyor bu. Hem de hayır anlamında değil kötü bir kelime olarak anladım ben onu. Çok ayıp Matt.
Bir de bana limonata diye getirdiğin o suyu başına atmayıp sadece birkaç kez yenisini istememe sevinmelisin bence. Oysa şöyle demek isterdim sana: "Matt canım hiç yakışıyor mu senin gibi birine bu? Ne bu doldurmuşsun suyu, buzu? Limonata mı bu şimdi? Sen kimi kandırıyorsun Matt? Hiç mi limonata içmedik? Masum gördün diye mi bunlar Matt? Yoğunlukları farklı zaten karışmıyorlar o limonata bir hüple bitti Matt. Şimdi git bana yenisini getir aslanım."
2 yorum:
allah garson milletinin yardımcısı olsun. elinden çekiyorlar valla.
Aşk olsun Hayri. Kime ne çektirdiğimi gördün? Ağzım var dilim yok.
Yorum Gönder