15 Mart 2010 Pazartesi

Bu yağmur ıslatmadan bırakmıyor

Şimdi bak anlaşalım. Sen uyu. Birimizin gözlerini kapaması lazım. Böyle oluyormuş, annem söylemişti. Ben de yağmurda yürüyeyim biraz. Çünkü yağmur arındırır. Birimizin temizlenmesi lazım üzerine sinenlerden. 
Gözlerini kapamadan önce düşünmen lazım yalnız, unutma tatil değil çalışma planı yapman gereken. En son düşündüğün bu olmalı ki rüyalarda da gerçekteki kadar çalışabilelim. Sen bunları yaparken ben yerde biriken yağmur sularından geçmeye çalışacağım çok ıslanmadan. Ne yaparsam yapayım paçalarım ıslanacak, biliyorum. Bu yağmurda çıkmışsam zaten bunu göze almalıyım değil mi? 
Bazen ellerimi açmalıyım bir de. Ellerimi ne kadar sık açarsam o kadar iyiymiş, bunu kim söyledi hatırlamıyorum. Her açtığımda elime bırakılan damlalara mukabil gönlümce isteyebileceklerim varmış. Benim gönlüm geniştir bilirsin. Neler sığar, kimler sığar kim bilir... Aklım nispetinde olmaması ne güzel derim sonra, o biraz kıttır bazen, onu sen pek bilmezsin. 


Neden bunları aynı zamanda yapacağımızı da belki merak edersin. Söyleyeyim. "Ölümle aramız iyi değil ama kardeşiyle iyi anlaşıyoruz" demişti yazar. Sen kardeşi alacaksın koynuna ben de o oyalanırken rahmetten bir parça alacağım. Büyük kardeş, kardeşi yanındayken sana, ellerimde yağmur taneleri varken bana yani aslında bize yaklaşmayacakmış. Şimdi uyu. Uyumadan bütün planlarını yap. Benimkileri de yap. Ben ıslanacağım çünkü öyle pek iyi yapılmıyor planlar. 

4 yorum:

Ebru dedi ki...

Ne kadar güzel bir yazı.
Yağmurda adım adım yaşlanıyor gibi hissederim sanki ıslandıkça beyazlar artar saçlarımda. Severim ama özellikle yalnızken

seyyarat dedi ki...

Ebru teşekkür ederim.

Burada benim yağmura dair bütün düşüncelerim değişti. İnsanın beynini delercesine ve muhakkak bir fırtına ile yağınca üstelik en az dört gün aralıksız sürünce yağmur benim için kaçılası bir şey oldu aslında.

Adsız dedi ki...

ne guzel yine.

Adsız dedi ki...

yine çok güzel