22 Ekim 2009 Perşembe

Ağlarken birileri

Aynı sahneleri tekrar tekrar yaşıyorum. O kadar ki ben mi yaşıyorum seyirci miyim bilemiyorum. Bugün bir ev arkadaşımın birkaç metre ötedeki odasından gelen ağlama seslerini duyunca birden birçok sahne belirdi gözümde. Onun daha önce bu halleri, geçen sene biz ev arkadaşı değilken hastalanışı ve o dünya dönüyor yer ayaklarımın altından kayıyor diye ağlarken hatta çığlıklar atarken oda arkadaşının onu görmezden ve duymazdan gelmesi (ki bu esnada dahil olmuştum ben sahneye)... Benim kendi bunalımlarım, ağlamalarım, sızlamalarım...
Koştum hemen yanına teskin ettikten sonra biraz diğer bir ev arkadaşım geçen gün ağzında çıkan yarayı bahane edip ağlayışını hatırlattı bize. Sonra bana onlarla uğraşmak zorunda kaldığım için acıdıklarını söylediler. Onlar bunu evde yaşça en büyük benim olmama bağlasalar da başka sebepleri vardı. 
Ben hep kuytu köşelerde ya da aksine sokak ortasında ağlıyordum. Tanıdığım birileriyle karşılaşma ihtimalimin düşük olduğu sokaklarda (ki aksini de yaptım) hele ki yağmur da yağıyorsa hüngür hüngür ağlayarak dolaştım. Otobüs duraklarında oturup benimle bekleyenlere, gelen geçen otobüsten bana bakanlara malzeme oldum. Birbirlerine beni gösterdiler neden ağlıyor acaba dediklerini tahmin ettiğim mimikler görüyordum. 
Hiç tanımadığım insanların yanında ağlamak benim için bu kadar önemsizken (her zaman değil tabi) tanıdığım insanların yanında (arkadaşlarım, ailem,sadece tanıdığım herhangi biri) neden bu kadar önemli? Zayıf değilmiş gibi mi davranmaya çalışıyorum? Eğer öyleyse neden? Benim için üzüleceklerini düşündüğümden mi sadece zayıf olduğumu düşünmelerinden korktuğumdan mı? Belki bazen teskin etmek için söyledikleri her şeyin yalan olduğunu bildiğimden. 
Ben de bu akşam yalan söyledim. Ev arkadaşım ağlarken ona bir sürü yalan söyledim. Bilirsiniz işte her şeyin güzel olacağından vs bahsettim. İnandı sanırım. Neyse ki onun zayıf olduğunu hiç düşünmedim. Buna mı bu kadar gürültü demedim. Yalan söylemediğim belki tek konu bu idi ki ben onu anladım, hak verdim, ağlayabildiği için güçlü olduğunu düşündüm hatta.
Sonra düşündüm en son ne için yine kimselere göstermeden ağladığımı... Anlatsam da kimse anlamazdı.

4 yorum:

Eleştirel Günlük dedi ki...

Bazilari vardir onlari aglarken dusunemezsiniz bile. Senin aglayabilecegini dusunmek mesela. Niyeyse oyle bir izlenim birakiyorsun yazdiklarinla... Zayifliklarini bilen ve itiraf edebilenler daha cesurdurlar. Aglayabilenler daha guclu...

kacakkova dedi ki...

en son, bekledigin otobüs geldiginde "cok gec" deyip binmeyerek geri döndügünde agladin saniyorum....
saka bir yana...
yazilar cok hos, görünmez ilmiklerle birbirine baglaniyor, birbirinin icinden dolanarak yeniden anlamlaniyorlar sanki, kisa ama hep cok fazla, etkileyici bir uslup....

seyyarat dedi ki...

EG, o izlenimi nasıl veriyorum bir bulsam. Tamam Youtube videoları bu fikri veriyor olabilir :)
Kaçakkova, çok teşekkür ederim. Ben süperim ve herkes beni takip ediyor şeklinde blog yazarı iddialarına hiç anlam veremeyen biri olduğum için yazıp yayınladığım dönüp okuyup kontrol bile etmediğim yazılarıma biri güzel deyince bir sevinç kaplıyor. Otobüse binemediğini bile unutuyor insan bir süreliğine.
Kristensenn, :)

M Kayış dedi ki...

Geçenlerde bir yerlerde sezen aksunun biyografisini okudum. gerçekten çok etkileyiciydi. ziraat fakültesi okuduğu, evlilikleri, boşanmaları v.s...
orada bir şarkı sözü vardı:


Ağlamak güzeldir
Süzülürken yaşlar gözünden
Sakın utanma
Ağlamak öfke delice nefret
Doruklarda aşk doyumsuz sevinç
Kahreden keder kısaca hayat
Ve nefesindir ve nefesindir
Ağlamak şu geçici dünyada
Herşeye rağmen varolmak demek
Ağlamak yaşanan binlerce duygu
İnsanca coşkunun güzel bir şeyidir
Ağlamak senin kara dünyada
Hala sevdiğin ve hissettiğin
Tüm güzelligin ve çirkinliğinle
Var olduğundur var olduğundur