8 Nisan 2009 Çarşamba

mektup

Sahip olanlar bilirler insanın yeğeninin olması çocuğunun olmasına yakın bir histir. Gerçi bunu bilmek için ikisinin de olması lazım ama ikisi olanlar benim sadece yeğenlerime karşı beslediğim hisleri anlamama yardımcı oldular diyelim.
Telefonda konuşurken bana yine giriş cümlesi olarak alo efendim nasılsın demek yerine "Ne zaman geleceksin? Çabuk gel, ben seni çok özledim." dedi.
Ne kadar içimi acıtan bir cümle...Bilse ben onsuz olmaya ne kadar zor dayanıyorum.
Ona doğduğunda daha doğrusu onun uzaklarda doğduğunu haber aldığımda yazdığım bir mektup vardı. Geçen yaz da ailesinin o doğmadan evvel tutmaya başladığı yakın dostlarının akrabalarının yazdığı bir deftere birşeyler yazmamı istedi sevgili en küçük yeğenim.
Yazarken kucağımda oturdu. Bitince ona okumamı istedi. Okurken yüzünde yazdığım herşeyi çok iyi anlıyormuş ve beğeniyormuş gibi bir ifade vardı. Bitirdim "halaaaa" dedi boynuma sarıldı. En çok isteyebileceği hediyeyi almış gibi teşekkür ederim dedi.
Az önce anneannesinin ona yazdığı mektubu yıllar sonra okuyan birine dair bir yazı okudum. Biz de acaba böyle olur muyuz Japon balığımla diye düşündüm...

Hiç yorum yok: