30 Mart 2009 Pazartesi

"İtirafımdır Tutanaklara Geçilsin"

"Artık gece yarılarına kadar oturup yazılar yazmıyorum. Gözlerim kapanmasın diye koyu kahveler içmiyorum. Kitaplarımın tozunu en son ne zaman aldım, hatırlamıyorum. Sardunyalara su vermeyi ve onlarla konuşmayı unutuyorum.
Artık evim deniz görmüyor ve ben gece yarılarında çay dolu demliğimi ve ince belli bardağımı alıp apartmanın çatısındaki kiremitlerin üstünde, adaların ateşböceği parıltılarını seyretmiyorum.
ÇAlan her telefon sesinde ürküyorum.
Öğrencilik yıllarımda herkesin bayıldığı soslu makarnayı bile artık aynı lezzette yapamıyorum.
Kendime yeni bir kıyafet alırken hep siyah rengi seçer oldum.
Çengelköy'e çınar altındaki o çay bahçesine gitmeyeli yıllar oldu, hem bütün garsonları da değişmiştir zaten.
Dedem ile büyükannemin mezarlarında Fatiha okumayalı öyle çok zaman oldu ki, ihtimal yabni otlar sarmıştır her taraflarını.
Ölüm de beni korkutmaz oldu.
Otobüslerde, minibüslerde güldürmeye çalıştığım annesinin kucağındaki bebekler, yüzüme bakınca dudaklarını bükerek ağlamaya başladılar. Artık onları bile güldürmeyi başaramıyorum.
Sözlerini bilmediğim şarkılara sözler uydurup bağırarak söylemiyorum. Ben bu şarkıları söylerken hep tavanı döven alt komşum da zaten taşındı.
Eskiden köpekleri sever, kedilerden hoşlanmazdım. Şimdi tam tersi. Köpeklerin hüzülü sadakati beni yoruyor. Evde beslenmesine karşın nankörlüğünden kibrinden ödün vermeyen kedileri seviyorum artık.
Bana birşeyler hatırlatan hediyeleri ya ortadan kaldırdım ya da dağıttım sokaktaki çocuklara.
Telefon defterlerini ve fotoğrafları artık benim bile hatırlamadığım bir yere kaldırdım.
Çiçek satan çingene kızlardan yaka paça pazarlık yaparak birkaç demet fulya alıp, evime kokusunu yaymayalı çok zaman oldu.
Eskiden kahkahalarla güldüğüm siyah beyaz Türk filmlerinde şimgi gözyaşı döker oldum.Ben artık tuhaf bir adam oldum.
İtirafımdır, tutanaklara geçilsin."
a.s.

1 yorum:

Oguzhan Topgul dedi ki...

Çok keyifle okudum yazınızı, yüreğinize sağlık...