24 Temmuz 2012 Salı

İkinci müdürüm

Bu, ilkini birçok açıdan arattı, kabul etmem lazım. Bu kez hakkında iyi şeyler söyleme isteğiyle başlamıştım işe. Olmayınca "Belki problem sendedir." eleştirileri aldım. Bu eleştirilerde bir haklılık payı olur genelde, düşünürüm, ama bu kez aklımın ucundan dahi geçmedi. 

Sosyal çalışmacı olan müdürümün rehabilitasyona inanmadığını söylemesi şaşırdığım ilk şeydi. "Her tarafı duvarla öreceksin, gerekirse tellere elektrik vereceksin, karınlarını doyur, temizle, yatsınlar. Özürlünün rehabilite olduğu nerede görülmüş. Ben vaktiyle Emniyet için çalışırken de söyledim bunları, kızdılar. Sizin çocuk dedikleriniz suç işliyor. Çocuk değil, pislik bunlar dedim."

Kurumda kalan çocuklar için "pijjler" demesi ikinci idi. "Hepsi pijj bunların. Pijjler."(Pijj diyor cidden.)

Öğlen geldiği iş yerinden geç çıktığı ve işte olduğu süre boyunca neredeyse lokmasının ağzına konmasını beklediği hâlde çok çalıştığını söylemesi düşündürücü idi. "Afedersin benim hanımım dul mu? Afedersin benim çocuklarım pij mi? Ben bu saatlere kadar bunlar için burada kalıyorum." 
"Tatilde müdürlük yapamadığım için sıkılıyorum, duramıyorum." demesi için biraz daha aydınlandı.

Çalışanlardan birinin, çok değil, iki dakika geç gelmesi ya da erken çıkması durumunda, o kişinin maaşını çalışması gereken dakikalara bölüp "Devlete on kuruş zarar verdin. Bunu nasıl ödeyeceksin ahirette?" diyen bir adam olarak orada kalanlar için kullanılması gereken, her kilometresinin hesaplanıp devlet tarafından ödemesinin yapıldığı servisi şahsî aracı olarak kullanması bir yana, çalışanlara küfretmesi ve dinî motiflerle bezediği konuşmasında "Bende peygamber sabrı var. Öyle ki, Peygamber Efendimiz şimdi gelse, beni görse, bana imrenir, yerimde olmak isterdi." gibi cümlelerle neredeyse uluhiyyet iddiasına doğru yol alması şaşırtıcı idi. 

Herkes için hayatı "kanunların dışına çıkmadan" çekilmez kılması neyse de, çocuk istismarını kendini suçlu durumuna düşürmemek için örtbas etmesi mide bulandırıcı. 

Üçüncü müdürüm ve yeni olaylarla karşınızda olacağım. Hayatı bildiğinizden daha kötü hâle getirdiysem üzgünüm, ama bazen cidden kötü. Bu kurumda tanıdığım çocukların bana yaşattığı güzelliklerden bahsetmedim henüz. Bazen şahane, göreceksiniz.

10 yorum:

A-H dedi ki...

neden hic ama hicbirsey degismez ve duzen hep oldugu gibi akip gider!!
sen cocuklari anlat en iyisi, ne durumda olursa olsun cocuklar en guzeli...

yol izi dedi ki...

Bu adamları mahkemeye verdiğin ya da
soruşturttuğun maceralarını okumayı 4 gözle bekliyorum:) Biliyorum
yıpratıcı ama yeryüzünde iyi olduğunu
sergileyebileceğin durumlar kötülükle karşılaşmalarında
gerçekleşiyor. Kimbilir belki de
uğraşıyorsundur... Ne diyeyim Allah
yardımcın olsun.

yildik dedi ki...

merhaba.Ben de özel eğitim ve rehabilitasyonda çalışan bir eğitimciyim.bizlerinde ruhu çok acıyor ama sizinkiler daha yalın ve gerçek.ruhunu acıtan en zalim hatırlarını öncelikle paylaşırsan memnuniyetle izleyeceğim.güzellikleri ise bitiremeyiz.sabırsızlıkla bekliyorum...

seyyarat dedi ki...

A-H, anlatacağım.

Yol izi, öyle durumlar oldu, ama burada anlatmayı pek düşünmüyorum. Bu kadar karamsarlığı bence bu blog kaldırmaz.

Yıldık, senin de anlatacakların vardır. Biz dinleyelim.

yol izi dedi ki...

Sen kaldırasın yeterki biz de hikayeni izleyip omuz verelim.
Haksızlığı izlemek ağırdır,çok ağır...Hayatımın son 2 senesini mahkemelerde geçirdim.
İnsanların bir olay grdüklerinde 3 maymunu oynamalarının sebebini daha da bir öğrendim.
Ama ruhum öyle bir hafiflediki. Öyle bir arsız ve güçlü hissediyorum ki kendimi.
Önceden yaşayacağımı aklımın ucundan geçirmediğim şeyler...
İnsan yeni birini keşfediyor içinde.
İyi ki sen de oradasın.
Bu boktan batağın içinde hep birileri olsun ama.

Ebru dedi ki...

var değil mi böyle insanlar. İşte onların var olduğunu bilmek hele hele bir de görmek yerle bir ediyor herşeyi.

Çok özledim seni. Aklıma düşüyorsun bazen bazen de okuyup katlıyor yerleştiriyorum çekmeceye.

seyyarat dedi ki...

Ebru, sana haberlerim var. Hem de güzel.

Ebru dedi ki...

Ankaraya mı geliyorsun?
Haberleri bekliyorum hem de merakla haydi!

seyyarat dedi ki...

Evet. Detayları nereden vereyim?

yıldık dedi ki...

tekrar merhaba.bizim ortamımız bildiğiniz üzere daha suni ve yapmacık.ortada öyle büyük rantlar dönüyor ki insan bir an için herşeyin değerini para zannediyor.yalan bir ortamda yalan insanlar aracılığıyla okulculuk oynuyorsun hiç suçu ve kabahati olmayan insanlar üzerinden.kendi vicdanımızı rahatlatmak için çabalasakta her defasında boşa kürek çekiyormuşuz hissine kapılıyorum.ama olsun bir tane bir tane demek gerekiyor bazende.bu insanoğlu para için yapmayacağı hiçbirşey yok.herneyse bahsettiklerim zaten bildiğiniz şeyler söylediklerimse vicdanımdan gelen sesler.kendinize ii bakın.