8 Kasım 2011 Salı

Damla

Dayımın görmeyen, konuşamayan ve zihinsel engelli olan kızı bir yıl önce evimize geldiğinde uyuyor numarası yapıp yanlarına gitmemiştim bir süre. O ayaklarını hızla yere vurup neredeyse evi salladığında, yumruklarını kendine ve kapılara attığında yorgan yetmiyordu; yastığı da kulaklarımı kapatmak için kullanıyordum. Biraz ağlamıştım yanlarına gitmeden önce. Ara ara salondan çıkıp ağlamaya devam ediyordum.
Dün, Damla'nın neye sinirlendiğini anlayıp kendisine vurmasını engelliyordum. Annesine ne yapması/yapmaması gerektiğini anlatıyordum.
Bir yıl önce, Damla ile aynı yaşta olan yeğenimden bahsedip onun nasıl da güzel bir genç kız olduğunu söyleyen anneme içimden çok kızıyordum, onu susturmaya çalışıyordum. Dün, Damla ile aynı yaşta olan kızlara bakıp Damla onlar gibi değil diye ne kadar üzüldüğünü Damla'nın yanında anlatan annesi ile konuştum.

Bugün, dayımın daha önce hiç görmediğim fakat "garip" hareketlerinden tüm ailenin üzülerek bahsettiği otizmli torunu bize gelenler arasındaydı. Çamaşır makinesini çalıştırıp izleme isteğinin eve girer girmez krize dönüşmesine birinin müdahale etmesi gerekiyordu. Akşam olabildiğince sorunsuz ve herkes için rahat geçti. Emirhan'ın annesi çıkarken bana defalarca sarılıp teşekkür etti.

Evde fark ettiklerim bunlar oldu sadece, ama bir süredir yaptığım her şeyde işimin etkisini görüyorum. Daha iyi biri oluyor muyum bilmiyorum, ama daha dertli biri olduğum kesin. Bu iyi.

2 yorum:

Htc dedi ki...

büyüyoruz...

Ebru dedi ki...

Bir damla daha düşmüş bardağa:(