21 Temmuz 2011 Perşembe

Yeten

Babamın hastalığı aniden ortaya çıkınca hepimizi şu sözün korkusu sarmıştı: Yatan değil, yeten, ölür. Hastanede yatan amcamla babam arasında kalmış, bencil düşüncelere kapılmıştık. Bugün, sabaha karşı çalan telefonla birlikte yataklarımızdan kalkarken yatan'a dair bir haber geliyor sandık. Odadan çıkmaya karar vermem annemin şunları söylemesiyle oldu: "Böyle bir şeyi bana nasıl söylersin! Bana nasıl o öldü dersin!"
Telefonu elinden alıp karşı tarafın ağlamaları arasında teyzemin adını duyduğumda haberin yine bir yeten'e dair olduğunu anladım. Sonrası pişmanlıklar ve sağlam görünmek için boğazda düğüm haline getirilen göz yaşları. Yine şaşırdık, yine inanamadık ve yine çok üzgünüz. Her seferinde.

Hiç yorum yok: