8 Temmuz 2011 Cuma

Utanmıyorum da

Bunalımlarımın bir kısmını burada paylaşıyorum, ama hayatım hep öyle sanılmasın. Eğleniyorum da. Çalışmaya başladığımdan beri işten ayrılacağımı bildiğim için oldukça rahatım. 

Günlerdir evde aradığım çoraplarımdan birini müdür yardımcısının elinde gördüm. 
-Bu ne? 
-Çorap. Oraya koyarsanız... 
O çorabın oraya nasıl girdiğine dair hâlâ bir fikrim yok, ama olayı hatırladıkça gülüyorum.

Dört gün önce gelen ve henüz pek konuşmadığımız müdür, bugün odama geldi. 
-Ne yapıyorsun?
-Hiç.

-İl müdürü gelecek. Dosyaları hazırladınız mı?
-Hayır.
-Ne zaman hazırlarsınız?
-Ne zaman gelecek?
-Şimdi hazırlayın siz.
-Şimdi biraz sıcak da, serinleyince yaparım.

İl müdürü kurumumuzu ziyarete geldi. Benim odama gelmez diye düşünerek, sağlıklı atıştırmalık anlayışıma denk düşen bütün bir salatalığı ağzıma sokmuştum. Dosyalarla uğraştığım için ellerim doluydu ve ağzımda salatalıkla öylece duruyordum. Kapı açılınca kafamı kaldırdım ve kapıya vurma alışkanlığı edinmemiş il müdürü ile göz göze geldim. Yaptığım ilk şey salatalığı ısırmak oldu ve -tabii- salatalık ağzımdan düştü. Hiçbir şey söylemeden çıkan il müdürünün müdür ile odasında oturduğunu sanarak dışarı çıktım. İkinci salatalığım elimdeydi ve binadan çıkmadan yesem iyi olacaktı. İlk ısırığımda il müdürünü karşımda görmem üzerine salatalığı ısırmadan ağzımdan çıkardım.
-İyi akşamlar. 
-Sa-sana da.

Hiç yorum yok: