30 Mayıs 2011 Pazartesi

Otizmle mücadele: Önce kafada bitirmek lazım


Otistik bir çocuğunuz olsaydı aşağıdaki belgeleri nasıl doldururdunuz?
Ben söyleyeyim: Olabildiğince iyimser olarak.

Belki de şöyle demeliyim: Çocuğunuzun lehine. Mümkün olsa översiniz bile. Fırsat buldukça yaparsınız zaten. Cem Vardarcı gibi örnekler görmüşseniz ya da en azından filmlerde gördüğünüz bütün otistiklerin üstün bir yanı varsa, bazı beklentileriniz olabilir:
-Müzik öğretmeni de olacak mı burada?
-Hayır, olmayacak. Neden?
-Oğlumun müzik konusunda kabiliyeti var da. (gurur duyulduğunu belirten bir baş hareketi, göz süzme)
-Öyle mi! Nedir?
-Mızıka çalıyor.
-Duyduklarını mı tekrar ediyor? Bildiği, çalabildiği şeyler var mı? 
-Yok. Üflüyor işte mızıkayı ağzına koyunca. 
-Hmm. Tabii o sırada bir ses çıkıyor. Onu diyorsunuz. 
-Evet. Ama yetenekli yani.
-Anladım.

Birkaç saniye içinde odanın altını üstüne getiren, bilgisayarı kucaklayıp eline aldığı diğer şeyler gibi fırlatmasına izin vermediğim için beni iten bir oğlunuz olabilir. Ayağını yere vurduğu zaman orayı sevdiğini anladığınız oğlunuz göz teması bile kurmuyorsa da, zaten hiç konuşmuyorsa da siz oğlunuzun iletişim kurduğunu düşünebilir ve raporuna öyle yazdırabilirsiniz. 
Merdivenlerden çıkmak istemediği için kendini benim sırtıma atan, önce başkalarının önündeki yemekleri ve kaşıklarını kapan sonra da yemeğin geldiği yere saldıran oğlunuz için sadece "İştahı açık da biraz." diyebilirsiniz. 
Çocuğunuz öğretmenlerine vurduğunda, birinin yüzünü tırmaladığında siz onu kızdırdığımızı düşünebilirsiniz. 
Çocuğunuzun daha iyi, daha uslu olmasının tek yolu bazen başka birinin çocuğunun daha kötü olmasıdır:
-Ay Murat'ı biz yıllardır tanırız. Hâlâ sinirli mi öyle? Ay çok sinirlenir Murat, çok fena. Dağıtır böyle ortalığı. 
-Murat çok uslu bir çocuk aslında. Ben hiç rastlamadım sinirlendiğine. (Murat da bazen sinirlenir, ama merdivende önüme geçmek için beni itmeye kalkmamıştır mesela. Üstelik sinirlendiği şey hakkında kötü konuşulmasıdır.)
-Ay olur muu! Bizimkiler gibi değil o, çok fena çook. 

Oğlunuz elimdekini kapamamanın siniriyle gömleğime el atabilir; biraz sökülür. Kolumu sıkar; morarır. "Hay Allah!" 
Doldurun diye verdiğim formda olumsuz cinsel davranışları var mı diye sorulur; hayır, dersiniz. Oğlunuzun öğretmenlere dokunmak için, kendisine dokundurmak için yaptıkları, sonra bunlardan nasıl etkilendiği size çok daha açık anlatılmıştır oysa, birkaç kez. 

Mutlu olması, çocuğunuzun mutlu olması. Çocuğunuzla gidemediğiniz yerlere onu bize emanet ettiğinizde gidebilmeniz. Mutluluk. 

4 yorum:

Adsız dedi ki...

işinizle filan mı alakalı bu yazı? birşey anlamadım. (anlamak isterdim)

seyyarat dedi ki...

Sanırım hiç anlatamıyorum ben. :/
İşimle ve otistik çocukları olan ailelerle ilgili.

Adsız dedi ki...

hımm.. yok. son dört yazınızı okudum (öncesi de var tabii de, dünden bahsediyorum), anlatım tarzınız farklı, hikaye yazar gibi anlatmayı seviyorsunuz sanırım, "düz" değil (starbucks yazısı hariç). anlamamam, sizinle çok da muhabbet içinde olmamamdan (friendfeed, twitter, eski yazılar.. filan feşmekan..) kaynaklanıyor sanırım.

herneyse.. böyle.

seyyarat dedi ki...

Aslnda öyle olanlar da anlamayabiliyor. Benim için doğal bunlar.