15 Mayıs 2011 Pazar

Çok oldu

Geçen yıl buradan kendime yazdığım e-postayı aldım dün. O sırada içinde bulunduğum durumdan kurtulmak istemişim. Hem de nasıl.
Oysa, bazen, bazı şeylerin hiç değişmemesi gerekiyor.

Tam 17 yıl önce bu eve taşınmışlar. Ondan önce komşuyduk. Merve'nin doğumunu hatırlıyorum. Nasıl klasik müzik dinleyerek uyutulduğunu, annesinin eteğine sarılarak uyuduğunu biliyorum. Merve üniversiteye başlayana kadar o etekle uyudu. Yurtta kalmasa, değişmeyeceklerin arasına girecekti bu da. 
Murat abi ile hayalî ligimiz vardı. Futbolla kurduğum tek bağ bu idi. O zamanlar bir sürü şey öğrenmiştim üstelik. Çünkü maçların bir kısmını Murat abi anlatıyordu, bir kısmını ben anlatıyordum her hafta. 
Bunlar aynı kalmadı, ama o evdeki bütün eşyalar gibi değişmemişti bana olan sevgileri, ilgileri. Koltuklar, o mermer sehpa, vitrin ve içindekiler, mutfak dolaplarının kenarındaki danteller,  Murat abinin takdir ve onur belgeleri, Merve'nin yaptığı resimler, kapıyı açınca göz göze geldiğimiz Atatürk, kurban olarak sevmeler, "yavrumcan" demeler...

Birinden duymak istediklerimizi söylesin diye ona soru sormak gibi bazen bir dilim pastayı, bir bardak çayı reddetmek. Israr ile sevildiğinin biraz daha farkına varma isteği. Beni sevmeyen biri niye bana pasta yedirsin ki, çay eşliğinde niye sohbet etmek istesin? Çay sevmesem de birileri bana hep çay içirmek istesin. Bunun olacağından bazen ne kadar da eminim.

Bir şeylerin değişmesi için çabalarken değişmeyenlere bu kadar ihtiyaç duyacağımı bilmiyordum. O e-postayı yazarken, her şeyin değişmesi her şeyimi verebilirdim. Hiçbir şeyin değişmeyeceğini bile bile. 
Oysa, bazen, galiba, bazı şeylerin değişmemesi her şeyi değiştiriyor. 

2 yorum:

Seyyah Hatun dedi ki...

Müzikle yazının çok uyumlu olduğunu biliyormuydun..

Min'el Lâ dedi ki...

"Oysa, bazen, galiba, bazı şeylerin değişmemesi her şeyi değiştiriyor"

bir "nokta"ya yeri ancak bu kadar yakışabilirdi, iman ettim.

sevgiler