Beni başlattılar. Böyle yazıyordu dün adımın geçtiği kağıtların birinde.
İşte ikinci günüm. Bana sormadan getirilen çayı düşünmeden, tat almadan içiyorum. Yapmam gerekenlerden birinin de bu olduğuna inanıyorum.
İki öğrenciden birini tanıyorum henüz. Murat, 26 yaşında. Ondan korkanlara yumruk atıyormuş. Ben çok rahattım, o da gelip konuşurken elimi tuttu. Daha fazla yakınlaşmak mümkün değil zaten.
Bir gün çalışmak zorunda kalacağımı biliyordum, ama o günün bu kadar çabuk gelmesini beklemiyordum. Şimdi, kalemlik, zımba, delgeç, toplu iğneler, ataçlar ve birkaç kalemle donattığım masama bakıyorum. Mevzuatı incelerken o kadar sıkılıyorum ki Murat'ın yanına çıkacağım saatin gelmesini bekliyorum. Sürekli gelip beni çağıran, "Sohbet edelim." diyen kadının peşinden gitmekten korkuyorum. Birden kendimi, mesai saatleri içinde, elimde çay bardağı ile hayatımı anlatırken görmekten korkuyorum. Nereli olduğumu, yaşımı, kocam/sevgilim/nişanlım olup olmadığını bilmiyorum kaçıncı kez sormalarından korkuyorum. Üstelik o odada hep Serdar Ortaç dinleniyor. Murat'tan değil, ama bunlardan çok korkuyorum.
5 yorum:
(iş yerinde) müsterih olunuz.
Hoşgeldin Seyyarat.
Zaman herşeyi çözer.
Selamlar
Teşekkür ederim. :)
welcome to the belly of the beast.
Hoşgeldin hoşgeldin birkaç seneye kadar hangi yasa sana vurmuş da geçmiş emekliliği ne kadar geciktirecekmiş gibi konularda uzmanlaşırsın:)
Yorum Gönder