8 Ekim 2010 Cuma

Kalın, kenarları kıvrılmış bir kitap

Yine böyle bir gündü. Böyle derken bu kadar mutsuz olduğumu anlatmaya çalışıyorum. Ekim olması ve benim mutsuz olmam dışında benzeyen bir yanını bulamıyorum. Bugün yağmur vardı. Oysa o gün nasıl da güneşliydi. Güneş gözlüğümü evde unutup gözlerimi kısmıştım yol boyunca. Sonra bir yere girip aldım. Param da vardı demek istiyorum. Sanırım yeterince açık bir benzerlik olmadığı.

O kadar güzel bir kitap vardı ki elimde okumaya kıyamıyordum. Okursam, bitecek. Ve ben çok üzüleceğim diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Kahvem de çok güzeldi. Onu içmeye korkmuyordum. Yine, o kadar güzel kahveler yapan o kahveciye gidebilirdim, biliyordum.
Biraz kitaba bakıyordum. Kapağına. Çevirip arkasına da bakıyordum. Açıp ilk sayfalarında göz gezdiriyordum. Okumaya kıyamıyordum. Biteceğinden ve benim onu unutamayacağımdan korkuyordum. Başka hiçbir kitabı sevemeyeceğimi düşünür ve kitap okumayı bırakabilirim diye korkuyordum.
Daha önce olmuştu, oradan biliyorum. Yıllarca sevebileceğim başka bir kitabı aradım. Şimdi bulmuşken, onu elime almışken korkmakta çok haklıydım. En fazla yavaş okuyabilirdim. Cümleleri içimden tekrar edebilirdim. Daha çok kahve içerdim. Kafeinsiz alırdım çarpıntı yapmasın diye. Kitap için yeterince hızlı çarpıyordu kalbim.  Yine de bitmesini engelleyemezdim.
Başka bir ihtimal daha vardı. Kitaba başlar, zevkle okurdum. Bir şey olurdu. Ne bileyim. Kitabı otobüste unuturdum. Yarım kalırdı. Ne olacağını bilemezdim. Sonra ne yapsam aklımda olurdu kitap. Belki çok güzeldi sonu. Belki çok kötüydü, üzülürdüm. Bilemezdim. Bilmeyi çok isterdim. Bu da olmuştu, oradan biliyorum.

Çok güzel bir kitabı okuyup bitirmek mi, çok güzel bir kitaba başlayıp da yarım bırakmak mı, yoksa çok güzel bir kitabı okuyamamak mı beni daha çok üzerdi bilemedim.

Güneş gözlüğümü oturduğum kahvecide unutmuştum. Otobüs durağında elimi alnıma koyup otobüs geliyor mu diye bakarken çok düşündüm. Gözlüğümü almak için dönersem kitabı da alabilirdim. Eve kadar gözlüksüz dayanabilirdim.

Yine böyle bir gündü. Ekim ayından bir gün. Yine yalnızdım. Yine mutsuzdum. Bir de o gün otobüs durağında ağlamıştım, bugün ise metro durağında.

Hiç yorum yok: