29 Mayıs 2010 Cumartesi

Zorla süperlik olmaz

Hepsi sabahları erken kalkıyordu. Hepsi spor yapıyordu. Hepsi sağlıklı besleniyordu. Hepsi Cuma akşamlarını partide geçiriyor, fotoğraflarını Facebook'a koyuyorlardı. Hepsi Cumartesileri dinleniyor, çamaşır yıkıyordu. Pazarları derse işe geri dönüyorlardı. Hepsi gün boyu her yaptığını Facebook'a yazıyordu. Kalkıyor, ders çalışıyor, spor yapıyor, kahvaltı ediyor, okula gidiyor, öğle yemeği yiyor, ödev yapıyor, arkadaşını görüyordur "yaaayyyy"dir, bazıları çalışıyordur, çok yoğundur, ama altından kalkabilirlerdir, onlar güçlüdürler, akşam yemeğinde sağlıklı bir şeyler yerler,  şeyi bitirirler ve artık yatıp sabah erkenden kalkabilirler.

Sürekli kendime nasıl diye soruyordum. "Nasılsın?" sorusuna nasıl her zaman bu kadar enerjik, mutlu cevaplar verebilirler ki? Nasıl hiç sıkılmazlar? Tamam sahteler gülümserken o belli de nasıl hiç rahatsız olmazlar?
Sabah sekizdeki derse ben kendimi zor atıp, önce biraz direnip sonra kendimi bırakıp uyurken; onlar sabah sekizdeki derste nasıl kahve ve ya kolalarını içerken arkalarına yaslanıp hocayı kafalarını sallayarak onaylayabiliyorlar? Hiç mi aileleriyle, arkadaşlarıyla, sevgililieriyle problem yaşamıyorlardı?

Onlara baktıkça kendime dair hiç iyi şeyler düşünmüyordum. Neyse ki bir gün birisi "Merak etme, ilaçlarla ayakta duruyorlar." dedi de rahatladım. Özgüvenim yerine geldi. Kısa bir süre sonra tekrar gitti ama olsun.

Bir grup iyi hissetmenin yanı sıra bir de hep iyi görünüyor. Bir gözü tamamen başka tarafa bakan, diğeri de sürekli hareket eden, kayan bir sınıfım arkadaşım vardı. Her sabah rimel olurdu gözlerinde. Üstelik de güzel sürülmüş olurdu o rimel. Ben ki her denememde gözüme sokuyorum o rimeli. Hakkındaki yazıyı şurada görebileceğiniz kitapta en sevdiğim kısım bu genç kızcağızın dertlenmesi: "I spend about an hour every night picking out my entire outfitfor the next school day. I'll lay it out and look at everything and make sure it's perfect. I like looking really nice... And the other problem is, the second you start to become pretty, people think you're dumb or they assume you're less smart. It's like, if you're nice to look at, you're just an eye candy." 
Sen bir saat kıyafet seç, sonra bir saat de süslen Allah bilir, kalk ay zeki olmadığımızı düşünüyorlar diye dert yan. Peh.

2 yorum:

Hasan Arslan dedi ki...

Oysa ben kafein, ilaç desteğine ihtiyaç duymadan bu dediklerinin hepsini yapan ve mutlu olan çok insan tanıdım bir sene içerisinde. Sadece zamanlarını iyi kullanıyor olamazlar mı? Bulundukları konum gereği de mükemmelliyetçi olmaları çok şaşırtıcı değil diye düşünüyorum.

seyyarat dedi ki...

Tabi Hasan öyle insanların da olması çok doğal. Hepsi böyledir diye iddia edemem zaten. Yine de sen kendilerini kötü/yorgun hissettiklerini bilmiyor olabilirsin belki diye şüphelenebilirim.