1 Nisan 2010 Perşembe

Ne oluyor?

Zaman geçtikçe anneme benziyor olmamın en kötü yanı kendini mutfakta ve temizlik yaparken gösteriyor bana. Ne zaman "Bunun yeri burası mı?" desem içimi bir hüzün kaplıyor. Ne zaman masadaki ekmek kırıntılarını görsem yemek yiyen ev arkadaşlarımın ardından bezi alıp elime hızla nefes alıp burnumdan aynı hızla vererek silmeye başlasam masayı birden sanki bulutlar geliyor penceremizin önüne. Ne zaman tavalarla tencereler, pasta tabakları ile kaseler iç içe olsa hiçbir şeyin yerini bilmiyorlar diye düşünsem, kızsam sanki kuşlar susuyor, ötmüyor.
Anneme benzemem kabul edilebilir bir durum başkalarının bulaşıklarını yıkarken, ocağı temizlerken bir yandan söylenmek çok hoş olmasa da. Komşularımıza benziyor olmak asıl beni üzen. Bugün börek yaparken yetiştirme telaşıyla birden konsere gittiği için çocuğunu bize gönderen Amerikalı-Avrupalı (nereli olduğu belli değil aslında) arkadaşa kızıp söylenirken çocuk yere kırıntı dökmesin diye de talimatlar veriyordum. Birden kendimi en az on yaş daha fazla ve üç çocuklu gibi hissettim. Üstelik son çocuk hiç istemeden olmuş sanki de böyle huysuzlaşmışım hepten. Misafir gelmek üzereymiş de üstümü değiştirememişim daha, saçımı yapamamışım üstelik soğan kokuyormuşum.

Anneme benzemek güzelmiş aslında. Mutfaktaki bezleri de kaynattım zaten neyim eksik ondan. Sabaha da çocuklara krep yapayım diyorum.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

senin anaç bir yanın hep vardı zaten farklı boyutlarını geliştirmişsin görmeyeli.

s.

seyyarat dedi ki...

Hangi S. olduğunu bilemedim ama anaç olduğumu bilmen yeterli :) Çok fena oldum.