14 Şubat 2010 Pazar

Bu kaç kalori biliyor musun?

H. ile aramızdaki farklardan;

İkimiz de yemeği seviyoruz. Sağlıksız şeyleri yemeği de seviyoruz. O kendini dizginlemeye çalışıyor, ben koyveriyorum gidiyor.

H. o sağlıksız şeylerin kaç kalori olduğuna bakıyor. Ben bakmıyorum.

H. sağlıklı şeylerin de kaç kalori olduğuna bakıyor. Ben bakmıyorum. O bir de karşılaştırıyor.

H. sağlıksız şeyleri sevmesine rağmen nadiren yiyor. Olur da yerse vicdan azabıyla sadece kendine eziyet etmek yerine benim de başımın etini yiyor. Oysa ben o konuşana kadar yedim, çok mutluyum diyorum.

H. tavuk göğsü adındaki basit, lezzetli bu sebeple sıkça yapılan tatlıyı bile buğday unuyla ve esmer şekerle yaptıracak kadar bunlara dikkat ediyor. Ben ise bu berbat bir şey asla yemem diyorum.

H. kahve içerken bile şekerden sütten keserek daha sağlıklı bir hale getirmeye çalışıyor. Ben ise tadını çıkarıyorum.

H. olur da "pumpkin spice latte" gibi içinde sütü, şurubu olan bir şey alırsak dönüp "Bu kaç kalori biliyor musun?" diyor. Ben ise bilmiyorum, bilmek de istemiyorum.

H. sağlıklı yaşıyor, tombalak olmuyor fakat yine de mutlu olamıyor arada yediği çok kalorili sağlıksız şeyler yüzünden. Ben ise sağlıksız yaşıyorum, tombalak oluyorum fakat H. sağlık konusunu açmadığı sürece mutluyum.

H. bunları bloga yazmamdan korkuyor. Blgumu okuyor. Ben ise gelip yazıyorum. Sonra okumuyorum.

Hiç yorum yok: