5 Şubat 2010 Cuma

Bebek

Bir arkadaşımın eşi birkaç gün önce doğum yaptı. Ne kadar heyecanlı olduklarını az çok tahmin ederek çıktım bugün yola ziyarete giderken.
Toplamda mecburi olarak dokuz saat süren ziyaretimin ilk saatlerinde sorular sordum sürekli doğum öncesi, doğum anı ve sonrasına dair. Hiç biri anneliğin nasıl güzel bir şey olduğuna dair değildi. Bunu sorsam ne olacaktı ki? Yeni anne olmuş biri ne kadar mutlu olduğunu anlatsa ne olacaktı ki? Anne olan ben olmadıktan sonra onu anlamayacaktım nasılsa, onun üzerine basılmış y'leri ile "ay" diye cümleye başlamaları benim için ne ifade edebilirdi? Zaten sürekli cümleleri yarıda bırakıp bebeğini seviyordu. Neyi soracaktım?

Misafirliğimin ilerleyen saatlerinde başka bir misafir daha geldi. Yaklaşık yirmi dakika aralıksız "Bu muhteşem bir şey! Bu bir mucize! Ayyy bunu sen mi doğurdun? İnanamıyorum daha geçen hafta karnındaydıııııııııı!!!" gibi cümleleri tekrar tekrar söyledi. Arada bir bana dönüp "di miii?" diye onaylanmak istediğinde ben boş boş bakıp "hıı" gibi bir ses çıkarırken canımın kahve istediğini aynı zamanda uykumun geldiğini düşünüyordum.
Sonra kendimi bilgilerimi paylaşmaya adadım çay içerken. Sütün artması için rezene çayı içmesinden başlayıp günde ne kadar süt içeceğinden, bebeği emzirdikten sonra ne yapacağından, nasıl yatacağından dem vurup hafiften devam ettim. En az üç çocuk doğurmuş gibi bir edayla söylüyordum bunları. Kucağında bebeği sallarken arkadaşım söylediklerimi onaylıyor, yeni misafir ise gözleri açılmış can kulağı ile dinliyordu. Bu kadar çok şey söyleyince ikinci misafir bir ara bebeklerin nasıl tutulduğunu sordu bana. Bilmiyormuş ve çok korkuyormuş. Ciddi ifadelerimden biriyle "Ayaklarından tutuluyor, en sağlıklısı o, tutup sallıyoruz" dedim ve inandı.
Bütün ruhsuz hallerime, berbat esprilerime rağmen arkadaşımın annesi ve dahi gelen misafir beni neden sevdi anlamadım. Belki de arkadaşımın annesinin Kütahya şivesiyle bebeğe sorduğu o şirin soruya yarım saat güldüğüm için: "Emişeceniz mi?" Çok sıkılmıştım dokuz saat boyu bir bebek etrafında dönen hayattan ne yapayım...

2 yorum:

Ebru dedi ki...

Sen birkaç ay sonra bir daha sor bakalım o sırıtık şaşkın ifadeler yerini nasıl dehşet ifadesine bırakıyor:) Ama yine de herşeye değer.

Adsız dedi ki...

izlersen çok sevinirim sevgili seyyarat :)
http://birmartiolsam.blogspot.com/