30 Kasım 2009 Pazartesi

Burada hava nasıl

Aynı dili konuşmadığım, aynı kültürü paylaşmadığım halde yakın arkadaşım olan biriyle (tek zaten) konuştum dün. Arkadaşlarıma hislerimi anadilimde anlatmak dahi çok zorken bazılarına dilin bildiğim bütün özelliklerini kullanarak anlatmaya çalışıp da başaramıyorken başka bir dilde derdimi anlatabilmek sadece onunla olan konuşmalarımda gerçekleşen bir durum. Belki başka bir dil konuşuyoruz, farkında değiliz.

Yumurta kapıya dayanmıştı uzunca bir süre önce. Baktım kırıldı kırılacak. Kurtabilmeyi ümit ediyorum. Köy yumurtası ise çift sarılı çıkarsa çok üzülürüm.

Bir kitapta diyordu ki "İnsan utanç duyan bir varlıktı." Aynı kişi sanırım insanın hayvandan farkının bilinç olduğunu düşünenlerdendi. İkisini de göremediğim insanları insan olmamakla itham etme hakkım olduğunu düşündüm önce kızgınlıkla. Sonra bilinç yoksunluğunun, yaptıklarından utanç duymalarına engel olduğunu düşündüm ve merhamet sularına yelken açtım yeniden. Çok iyi bir insanım. İnsan olma konusunda çok iyiyim.

Son zamanlarda gereğinden fazla yaptığım şeyler olduğunu fark ettim. Bana yanlış öğretmişlerdi, sevmenin, değer vermenin olabildiğince çok olduğunu söylemişlerdi. Böyle insan olunuyormuş. Hem hayat sevince güzelmiş. Değilmiş.Yalanmış.  Hatta bu yalan yüzüme o kadar acı vererek çarpmış olabilir ki ergenler arasında pek popüler (bir de o dönemi hiç atlatamamış olanlar tabi) sözlere bile itibar edebilirim değer vermekle ilgili. bkz: Üç kuruşluk adama... x'e değer verirsen... Yok hayır o kadar da değil.

Black Friday adının bu olmasının sebebini doğrular nitelikte trafiğin çok yoğun olduğu bir gündü. Christmas alışverişi başladığı için her yerde Christmas şarkıları çalıyordu, indirim de yoktu zaten, kıskanılacak bir şey yok.

Hiç yorum yok: