18 Ekim 2009 Pazar

Yağmur

Ben sustukça üşüşüyor türlü haller üzerime. Ölü taklidi yapmaya çalışıyorum gitsinler diye ama hüzün en çok ölmeye çalıştıkça geliyor insanın üzerine. Evet hüzün geliyor en çok. Hangi hal esse geçse hüzün bırakıyor ardından. Hüznü yağmura benzettiğini hatırlıyorum Elif Şafak'ın. Şimdi yağmuru bol bir şehirde kötü bir benzetme olduğunu düşündüm. Azı çoğu yoktur diyordu. Ya yakalanırsın yağmura ya kuru kalırsın. Azı çoğu var yağmur gibi oysa. Ya günlerce güneş açmıyorsa...Ya o kasvet içime işlediyse ve gitmiyorsa gitmeyecek gibiyse.
Duruyorum, hareket etmiyorum. Çok acıtmasınlar gitsinler diye. Gitmiyorlar.

Hiç yorum yok: