8 Aralık 2009 Salı

Rüyalarım

Rüyamda gördüğüm bir yer var bilmem kaçıncı defadır. Öyle nehirli, şelaleli, cennetten bir parça diyebileceğim, bulmak için bilmem ne adalarına gidip ona ulaşmayı hayatımın en ulvi amacı haline getireceğim bir yer değil. Böyle yerlere insanlar rüyalarında gördükleri için değil şahane yerler oldukları için gitmek isterler. Bildiğimiz sokaklardan ama burada olduğunu tahmin ediyorum. Tren istasyonu var ve bir üst geçit var tren yolu üzerinden geçen. Gerçi bu üst geçit Türkiye gibi hissettirdi ama geri kalan her şey buradan gibi hala. İstasyona yakın üst geçitten aşağı inip biraz yürüyünce orada Turkuaz* varmış diye konuşuluyordu rüyamda. Daha evvelki rüyalarımda bunu bilmiyordum. Top kek alma hayali kuruyordum, kakaolu hem de. Rüyamda top kek yerken ne kadar mutlu olacağımı düşünüyordum. Oraya gidersem trene binmem gerekeceğinden korkuyor ve top keksiz yaşamaya çalışıyordum. Trene binersem düşeceğimden korkuyorum, eve sağ salim dönmemin bir mucize olduğunu düşünüyorum.
Eminim Turkuaz olmasa da var öyle bir yer. Ben de bir gün bütün romanlarda olduğu gibi bulacağım orayı.

Bir de başkalarının hikayelerini görüyorum ne zamandır rüyalarımda. Benim hiç bir dahlimin olmadığı hayatlar yaşanıyor fakat ben her anlarının içindeyim. Bazen bir şey düşünüyorum rüyamdaki karakterlere iç ses oluyor o düşünce. İçlerindeki sesle konuşurken bana bakmıyorlar. Önlerine geçiyorum beni görmüyorlar. Ben dedim onu diyorum, geçip gidiyorlar. Sonunda benim haklı olduğum bir senaryonun sonuna geliyoruz bari o zaman görsünler istiyorum. Ben demiştim diyorum. Baş roldekiler hüzünle başlarına önlerine eğiyor. Bu değil istediğim beni görmeniz, beni görünüz.
Çeşitli planlarım var bu konuda, eminim beni de görecekleri rüyalarım olacak bir gün.

Bir de hatırlayamadığım rüyalarım var. Hatırlamıyorum fakat ne olduğunu biliyorum. Ben hatırlamasam da başkaları duyuyor, biliyor bildiriyor. Onların da olmadığı günler olacak, eminim.

*Bizi Topkek, Canpare, Probis, sucuk, beyaz peynir gibi ürünlere kavuşturan ama çok pahalı olduğu için bir türlü sevemediğim dükkan.

6 yorum:

bilge kagan dedi ki...

bu turkuaz'lar hep aynı adamınmıdır nedir? marketini, kebapçısını ve pavyonunu gördüm turkuaz'ın gittiğim yerlerde.

seyyarat dedi ki...

Türk olduğunu gösterebileceği az isim var sanırım. Ya o oluyor ya İstanbul :)

Tolga dedi ki...

tren, ust gecit (tunel?), trene binmekten korkmak, top kek, kakaolu hem de, vs vs.... off off.. freud'u mezarindan kaldirican. aman ha :))

seyyarat dedi ki...

Tünel yok Togliatti oradan biraz toparlayabilirim durumu belki. :)
Hem trenden korkmamın haklı sebepleri vardı trende sadece arka tarafım kapalıydı ve ayaklarımı koyacak kadar bir yer vardı elim kaysa ayağım kaysa düşecektim. Zor gelmiştim tekrar binemezdim. Dur hemen terapist bir arkadaşıma göndereyim bunu.

Adsız dedi ki...

Yettim gulum ;)
ya ben simdi soyle saglam en ortodoxundan freudien yorumlar yaparim yapmasina da.. burasi cok public. bence gel, hic soyunmayalim bu islere, buralarda..
sen vaktin olunca ugra benim ofise ama! bi ince ayar yapalim... :)

seyyarat dedi ki...

Adsızı görünce bir an korktum :) Canım psikolokum boşver anlatmışım ben zaten public public yap sen yorumlarını. Yazın da zaten ilk soluklanacağım yer belli.